Kıymetli bir dostumun Beyrut’taki düğününe daveti en başta heyecan verici, diğer yandan da düşündürücüydü. Düğüne yaklaşan süreçte Lübnan’daki çatışmasızlık ortamının devamı ve uzun süredir yaşanmayan uçuş iptallerinden hareketle Beyrut’a gitme kararını aldık. İyi ki de gitmişiz, toplumsal konularla ilgili yıllarca anlatacağım pek çok örneğe tanık oldum. Beyrut’ta dikkatimi çeken maddeleri ve düşüncelerimi bu yazı ile toparlamak istedim.
Diğer yandan, Beyrut ziyaretimiz sırasında çatışmalar tekrar baş gösterdi ve çatışmasızlık ortamının aniden bozulduğu, karşılıklı tehditlerin arttığı ve tehditlerin gerçekleştiği bir gerçekliğin ortasında bulduk kendimizi. Bu yazı boyunca, Beyrut’u anlatmaya çalışacağım, belki ek yazılar ile diğer boyutları da ele alabilirim.
Bir Akdeniz İklimi
Akdenize komuş Beyrut’ta, Eylül sonunda deniz seviyelerinde kavuran bir sıcak vardı, sahilden doğuya doğru gidilerek ulaşılan ve zig-zag hareketleriyle tırmanılan Rabiya (Rabieh) mahallesi gibi rakımı yüksek yerlerde ise bir serinlik söz konusu.
Rabiya’da bir evden sahile doğru bakış
Kum Rengi Şehir : Eski ve Yeniyi Ayırt Edilemesin Diye (?)
Beyrut’ta eserlerin taşıdığı kum sarısı rengi Muhammed El-Emin Camisi ve Saint George Maruni Katedrali dışında, şehirdeki çoğu binada kullanılmış. Dışarından bir bakışta yeni ya da eski bir esere bakıldığını anlamak çok zor. Betonarme yapılarda bile bu renk hakim. Bir yandan şehrin rengi olmuş durumda bu kum rengi tonu.
Muhammed El-Emin Camisinin mavi kubbesi bu sarı/kum rengine çok güzel bir kontrast ve ahenk katıyor, bakmaya doyum olmuyor bu uyuma.
Yeni yapılan Büyük Beyrut Çarşı’sında kum rengi kullanımı bir skeo-historicism gibi görünse de aslında şehrin tarihi meydanına yakın bir yerleşim olarak, tarihi doku ile bütünleşiyor diyebilirim.
Diğer yandan kiliseler dışındaki önemli eserlerin çoğu aslında tarihi değil, renk ve görünüş olarak tarihsel bir izlenim amaçlanmış olabilir.
Mesela el-Emin Camisi 2000’lerde tarihi namazgah üzerine inşa edilen yeni bir eser, Cedide camisi de adı üstünde yeni bir eser, 2002 yapım tarihli
Cedide Camisi
El-Emin Camisi
Tarihi olan en önemli iki yapı, yan yana yer alan Saint George Maruni Katedrali ve Cardo & Maximus
Roman Cardo Maximus,Beyrut’taki Roma Kalıntıları olan beş Roma Sütunu,1963’te şehir merkezindeki Maruni Saint George Katedralinin yanında keşfedilmiş.Sütunlar MS 2. Yüzyılına dayanmaktadır. [Cem Yalçın @Google Maps]
Sağda Maruni katedrali, merkezde ise Roma kalıntıları görünüyor.
Trafik ve Altyapı: Dünyanın En Sinirli Halkı Trafikte Çok Sakin!
- Beyrut trafiği Türkiye’deki küçük şehirlerdekine biraz benzer şekilde, şerit takibinin bulunmadığı, aralara girmenin bir yöntem olduğu bir trafik. Özellikle İsrail’in elektrik santralini bombalamasının ardından şehirdeki kesilen elektrik sebebiyle çalışmayan trafik ışıkları, insanlarda trafik ışığına bakmama alışkanlığı oluşturmuş.
- En sol şeritten geri gelen birini görürseniz ne yaparsınız? Yol verirsiniz. :)
- Lübnan’da Google Maps ile bir yere gitmek zorlayıcı olabilir. Özellikle yeni imar izni verilen binalar bazı yolları kapatmış ve bu bilgi Google Maps’te yok. Diğer hiçbir harita uygulamasında da yok aslında. O yüzden deneyip yanılmak da gerekiyor.
- Dünyanın en sinirli halkı olduğu söylenen Lübnan, trafikte ise çok sakin, öne kırmak ve yol almak galiba sinirlenilecek bir davranış olarak görünmüyor. Trafikte kimsenin bağırdığını ya da el sanatlarıyla iştigal ettiğini göremedik.
Trafikte sakince ilerlerken
Elektrik altyapısı eski yerleşimlerde tepeden geçen kablolarla desteklenen, yeni yerleşimlerde ise daha güvenli ve yeryüzüne çıkmadan işliyor. Özellikle geçmişte daha çok jeneratör desteği gerekmekteymiş.
Hala şehirlerde akşam saatlerinden elektriklerin kesildiği anlar oluyor, jeneratörü olan ve ışığı hiç kesilmeyen mekanlar ise farklı bir segmenti yansıtıyor.
Kablolarla elektrik taşınan bir yer, ama jeneratörü sayesinde bu mavili mekan, elektrik kesintisi anında sarsılamayan şık-şıkır bir mekan olmayı başarıyor.
Ekonomi : Ulusal Para = Monopoly Parası; bir oyunun içindeyiz…
- Lübnan Librasındaki (LBP) değer kaybının üzerine Bankacılık krizi de eklenince de-facto ödeme yöntemi nakit USD olmuş durumda. LBP sadece para üstü amacıyla kullanılıyor. Carrefour’da 1 USD = 89.759 LBP idi. Bir kitapçıda ise bu kur 110.000 LBP idi. (İnternette ise 89.500 gördüm) En uygun kur aslında zincir mağazalarda ve convenience store’lardaydı. Bu da yerel para biriminin en avantajlı olduğu yerler demek. Ama nereden bakarsak bakalım, tüm işletmeler fiyatı LBP’den de hesaplasa mutlaka USD karşılığını da belirtiyor hesapta.
Bir restoranın menüsünün ilk sayfasında %100 Cash istendiği için özür dileniyor.
- Lübnan’daki para gerçekliğinin içerisindeyken, duvar sanatı olarak kocaman bir Avalanche “Çığ” yazısını görünce aklıma Kripto dünyasının Ali Yüksel geldi, Ali’ye buradaki merkezi parayı, ve işe yaramadığı için daha merkezi USD’nin kullanıldığını aktardım. Gerçekten burada bir merkeziyet sorunu var, merkezi sayılan ancak olamayan bir devlet ve para gerçekten bir işe yaramıyor. Merkezi kavramların yürümesi için güçlü bir egemenlik de gerekmektedir.
Yer: Lübnan/Beyrut
— Ali Yüksel (@AliYukse1) September 23, 2024
Sokağın manşeti: @avax
Az önce Beyruttan bu fotoğrafı @i2mesut gönderdi. Önce şaşırdım sonra 10.000 Lübnan lirasının 3.82 TL olduğunu görünce tamam dedim.
Ezilenlerin sesi kripto. pic.twitter.com/zzJZ8UhM5r
- Ancak, egemen olmayanlar için fırsat eşitliği sağlayabilecek merkeziyetsiz bir mekanizma hala yok, umarım olur.
Elimde şu an yaklaşık olarak 1.5 USD var; 137.000 Lübnan Parası
Lübnan Parasının neredeyse Monopoly parası statüsüne geldiği bir yerde Monopoly reklamı ironik değil mi?
Her ülkede olduğu gibi, burada da varlıklı bir kesim var. Pek çok dünya markasının mağazalarının bulunduğu bir çarşıları da var. Ama içerisi henüz bomboş. Çoğu mağaza da kapalı. Kapalı çarşıda kimse yokken ve dükkanların yarısı kapalıyken yürümek gibi bir his veriyor.
Kapılar açıldığı zaman mağazalar daha estetik ve hayat dolu görünüyor; demir kapılar korkutucu olsa da renkli olunca ürkütücülükten uzaklaşarak biraz da düşündürücü hale geliyor
Sosyal Hayat
- Türk dizileri burada da var. İlginç yerlerde Türkçe bilen insanlara denk geliyoruz, sebebi dublajlanan Türk dizileri değil, sanırım Hatay’a yakın bir şehir olması sebebiyle oradan gelen Türklerin etkisi olmalı.
- Arap düğünleri, hareketli müzikleri ve aktif dans hareketleriyle apayrı bir fenomen. Bizim düğünlerimiz 2-boyutlu ise buradaki düğünler 3-boyutluydu. (Özel istek üzerine detay paylaşabilirim :)
- Şehrin en merkezi yerlerinde bile kitap satışı göremedim. Carrefour’da en azından dergiler olur diye bekledim, bulunan tek basım çocuk kitabıydı. Turistik birkaç yerde butik kitapçılar mevcuttu.
- İstikbal, LCWaikiki gibi pek çok Türk firması var.
Saifi Village meydanı; pahalı (görünen) mağaza ve butiklerin bulunduğu İstanbul Nişantaşı’nın bir benzeri yerleşim. Özellikle meydanın altındaki kafelerin tasarımı çok etkileyici ve davetkar.
Yemek
Manakish, Falafel, Humus, gördüğüm kadarıyla en çok tüketilen yerel yemek, bunun dışında dünya mutfağından tüketimler de yaygın. Özellikle çalışanların sabah kahvaltısı olarak, manakiş ile karbonhidrat yüklemesi aldığını gördüm. Hakikaten iki adet manakiş öğle yemeğine kadar güzel bir enerji verebilir.
ALT: Zaatarlı ve Peynirli Manakiş (ikiye bölünmüş)
Döner yani shawarma, buradaki en yaygın sokak lezzeti. Dönerin marine ediliği sos bizim dönerimize göre biraz daha tatlı, yanında da biraz daha ekşimsi beyaz bir sos var, mayonezin ekşisi ve sarımsaklısı gibi.
Türkiye’de sucuk döneri sadece Afyonkarahisar’da görmüştüm, burada çoğu yerde var. Belki bizde de yaygınlaşabilir. Ama çok durursa da sanki mideyi yakar, bilemedim.
Fransız Etkisi : Out but Exists.
Fransa sömürgeliğinden bağımsız bir devlete geçiş aşamasında Fransanın nüfuzunun azalsa da devam ettiği bazı alanlar görülüyor.
- Yeni nesil hariç olmak üzere Lübnan halkı genel olarak Fransızca biliyor, ülke artık daha çok ABD etkisinde bulunduğu için yabancı dil olarak da İngilizce öğreniliyor. Her ikisini bilen kişi sayısı da hiç az değil.
- Fransızların kullandığı bir gereç olan bidet’i tuvalette görmek hala mümkün. :)
- Eğlence dünyasının odak noktası Fransa, oyun salonları Paris temalı, canlı müzik etkinlikleri French Night konseptli.
Paris büyüsünü, Beyrut Çarşısına getiriyorlar
French Night etkinliğinden temponun yükseldiği bir an
İnşaat aşamasındaki vitrinleri örten gazeteler Fransızca.
Sokak Sanatı
Arapların en büyük sanatının kaligrafi olduğunu düşünürüm. Arap harflerindeki esneklik gerçekten Latin harflerinde yakalayamadığımız bir durum. Daha doğrusu, harflerin tanınırlığını bozmadan maksimum form esnekliğini şu ana kadar Arap alfabesinde gördüm. Mesela Bikafi “Yeter” yazan örnekte K harfi şimşek olmuş.
Diğer yandan Beyrut’un sokak sanatı hem bir buhranın yansıması, hem de Lübnan tarihinin temellerindeki bolluk ve ticarette öncü konumu arayışın bir sanatı.